![]()
Hasan ÇELİK
hasancelikkafkas@gmail.com
ADI DOĞANŞEHİR, KADERİ 'VİRAN'ŞEHİR...
09/11/2013 Malum hikayeyi bilirsiniz. Yıl 1933'dür ve İsmet
İnönü Doğanşehir'e gelir... Yeşillikler içerisinde ki Doğanşehir'i görünce,
Viranşehir isminin buraya yakışmadığına karar verir... Merhum İnönü'nün
talimatıyla Viranşehir adı kaldırılarak ilçemizin adı Doğanşehir oluverir...
Bir çift gözün bakışıyla "değerlenen
ve adı değişen" ilçemiz, adına yakışır bir ilçe olmak için hep
mücadele eder. Toprağı bereketlidir; fasulye, şeker pancarı, elma, çilek,
kayısı ve tütün yetişmesine müsaittir. İlçemiz, evsiz kalanlara ev sahipliği de
yapmış ve 93 harbinden kurtulanlara kapılarını sonuna kadar açmıştır. Herkesin
bildiği gibi Doğanşehir'imizi kuranlara "muhacir" diyoruz yani "göçmen".. *** 1946
yılında Akçadağ'dan ayrılarak ilçe payesine kavuşturulan Doğanşehir, kader
çizgisinde o "göçmen ruhunu"
ne yazık ki hiç yitirmedi daha doğrusu o ruhu yeşertenler hep oldu. Tabi
muhacir ailelerimizi kast etmiyorum. Kast ettiğim bizim kalıcı ve yarına bırakacağımız
"oturaklı bir birikim"
oluşturamamamız. "Sağ - sol
meseleleri"nde en çok camcıları zengin etmişiz. Tüm ülkenin çekildiği
karanlıklara bizlerde çekilmişiz, hayatını kaybeden canlarımız olmuş... Bilirim
ki "umutlar" kadar "acılar"da toplumlara miras
kalır, kalmak zorundadır. Toplumsal bellek ancak o zaman hatalarını anlar ve
kendisine çeki düzen verir. Hoşgörümüz yok mu? Fazlasıyla var... Doğanşehir'e
gelen kimse dışarıda kalma korkusu yaşamaz çünkü her Doğanşehirlimizin evi
birer "gönül oteli"dir ve
gelen misafirlerine kapılarını ücretsiz olarak açar... İnançta ve etnik yapıda
öyle zenginiz ki ve öylesine güzel iç içeyiz ki tıpkı "gökkuşağı" gibiyiz... Elbette aynı olmak zorunda da
değiliz. Zaten kim kimi kendisi gibi yapmaya çalışırsa ilk olarak Allah'ın
hakkını gasp etmiş olur. Bu dünyada sadece kul hakkı yok birde Yaradan'ın
hakları var. Mesele "inanıp
inanmamak meselesi" değil "varoluş"a
saygı meselesidir. Tarih bizlere çok ders verdi, vermek de zorundaydı! Komşusunun evi yanınca, evinde
oturanlardan değiliz, olmamalıyız da!.. "Ahlak",
tüm dinlerin ortak noktasıdır ve iyi insan olmanın tarifi çok da karmaşık
değildir... *** Lakin
"bereketi olmayan" bir
seçim sürecine girmiş bulunmaktayız ve 1933'de adı değişen ama kaderi pek
değişmeyen bir Doğanşehir'le karşı karşıyayız. Neden "bereketi olmayan seçimler" dedim? Çünkü seçmek siyasete
göre, siyaset yalana göre, yalan adem'e göre, adem'de ne yazık ki "menfaatlere" göre... Onun
için seçimlerin dünde bereketi yoktu, yarında olmayacak. Tabi bu bizim ülkemize
mahsus; anlayacağınız "seçmekte",
"seçilmekte" ve "liyakatiyle hak etmekte" biraz eğitim işi... Bizde makamlar ne yazık
ki "hak edilmez" "elde edilir". Çünkü elde
etmek her zaman daha kolaydır. Biz kolayı çok seven bir toplumuz ya da kolayı
sevmeye "alıştırılmış" bir
toplumuz. Dondurma kıvamında "demokrasimiz"
var. Sandıkta "gevşeyip, eriyen",
sandıktan sonra "kaskatı olup,
çözülmeyen"... Velhasıl bir hocamız şunu söylemişti:"Bizler dini yönü zayıf ama mezhebi
yönü kuvvetli bir toplumuz" diye... Yani işin içine azıcık siyaset
katalım, herkes "bağımsız birer
cumhuriyet" ilan ediveriyor... ***
Gelelim
Doğanşehir'imizin yerel seçimlerine. Bizde fikrimizi beyan edelim ve
Doğanşehir'imize olan vefa borcumuzu bir nebzede olsa kalemimizle ödemeye
çalışalım. Adaylarımız netleşmeye başladı, kimin aday olduğu bence önemli
değil. Önemli olan "adam
oyunları"nın oynanmaması! Nedir "adam
oyunları"?.. Bahsettiğimiz "adam
oyunları"nın daha önceden Doğanşehir'de provası çok yapıldı.. Bir
ilçenin kaderi ne acıdır ki "bir
kişinin" menfaatlerine bırakıldı. O kişinin ya da kişilerin huzuru baz
alındı ama ilçeye hizmet gelmesi ya da ilçenin ortak menfaatleri görmezden
gelindi. Eğer bu seçimde de "birey
menfaatlerine" hizmet edilecekse ve makamlar birilerinin aile
şirketine dönüşecekse ben en çok Doğanşehir'imize acırım!.. Tarih,
geçmişte hepimize koca bir tokat
atmıştı... Konumuna, doğasına ve kültürüne göre biz DOĞANŞEHİR'de yaşamaktayız
lakin tüm geçmişine bakınca hala VİRANŞEHİR'de yaşıyoruz! Uzun lafın kısası,
VİRANŞEHİR'i tüm yönleriyle DOĞANŞEHİR yapacakların yolu açık olsun...
Yapamayacakların yollarına da CENAB-I HAKK bir noksanlık koysun... |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
YOL AYRIMINDA SEMÂHA DURMAK: BU DÖNÜŞ NEREYE? HAKK İÇİN Mİ, SEYİR İÇİN Mİ? - 12/11/2021 |
Hasan ÇELİK E-posta: hasancelikkafkas@gmail.com |
Destan Duru İçin Bir Umudun Nöbetini Tutmak - 12/09/2021 |
Hasan ÇELİK E-posta: hasancelikkafkas@gmail.com |
Alevilikte Nevruz: Velâyet Kandilinin Sönmeyen Nurudur Ali - 21/03/2021 |
Hasan ÇELİK E-posta: hasancelikkafkas@gmail.com |
ALİ’DEN NASİPSİZLER! - 17/03/2021 |
Hasan ÇELİK E-posta: hasancelikkafkas@gmail.com |
TAŞ OCAĞI DEĞİL, “DERT” OCAĞI! - 26/02/2021 |
Hasan ÇELİK E-posta: hasancelikkafkas@gmail.com |
ALEVİLİKTE HIZIR ORUCU VE LOKMASI - 06/02/2021 |
Hasan Çelik E-posta: hasancelikkafkas@gmail.com |
HAZRETİ HIZIR’I TANIYAMAMAK VEYA ALEVİLİĞİ KENDİ DEĞERLERİNDEN KOPARMA ÇABALARI: “ALİ’SİZ ALEVİLİK” - 05/02/2019 |
HAZRETİ HIZIR’I TANIYAMAMAK VEYA ALEVİLİĞİ KENDİ DEĞERLERİNDEN KOPARMA ÇABALARI: “ALİ’SİZ ALEVİLİK” SÖYLEMLERİNE DAİR BİR KAÇ NOT |
Kerbelaʼdan ‟Körˮbelaya - 22/09/2018 |
Kerbelaʼdan ‟Körˮbelaya |
ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ ÜLKEMİZ İÇİN HAYIRLI OLSUN - 08/07/2018 |
ALEVİLİK ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ ÜLKEMİZ İÇİN HAYIRLI OLSUN |
![]() |